- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Kadınlar Neden Erkeklerden Daha Derine Gömülür?
Ruh, dünya hayatına bir imtihan devresi geçirmek üzere doğum yoluyla gelen insanoğluna anne karnında üflenir ve böylece dünya hayatı başlamış olur. Ruhun bedenden ayrılması ile de kabir hayatı başlar.
Hayatın bu gerçeği karşısında ölüme hazırlıklı olmak her insanın şiarı olmalıdır. Ölümü hatırlamak ve hazırlıklı bulunmak da her mümin için müstehap sayılmıştır. Hz. Peygamber (as) şöyle buyurmuştur: “Lezzetleri yok eden ölümü çokça hatırlayın"
Kişi vefat edince ağzı kapatılır, bir bez ile çenesi başından bağlanır. Gözleri yumulur. Eller yanlarına getirilir.
Sonra ölünün üstüne bir örtü çekilir ve yakınları gereken diğer cenaze işlemlerini yapmaya başlarlar. Öldükten sonra yıkanıncaya kadar yanında Kur'an okunması mekruhtur.
Cenaze yıkanıp kefenlendikten sonra kabre götürülüp omuzlardan indirilir, bir engel de yoksa cemaat oturur. Bundan önce oturmaları mekruh olduğu gibi, bundan sonra ayakta durmaları da mekruhtur.
Cenaze, kıble tarafından kabre konur. Sağ tarafı üzerine kıbleye döndürülür. Bağı varsa çözülür. Sırt üstü yatırılmaz. Cenazeyi kabre koyanlar, "Bismillahi ve âlâ milleti Resûlillâh" ("Yüce Allah'ın ismi ile Resûlullah'ın dini üzerine seni gömüyoruz.) derler.
Cenazeyi kabre koyacak olan kimselerin sayısı, ihtiyaca göre değişir. Kadınları kabre koyacak olanların, neseb yönünden ona mahrem olmaları daha iyidir. Bunlar bulunmazsa, yabancılardan iyi halleri bilinen kimseler seçilir. Kadınlar kabre yerleştirilinceye kadar kabirleri üzerine de bir perde çekilir.
Bir kimse: "Falan zat beni yıkasın, namazımı kıldırsın veya kabre koysun," diye vasiyet ederse onu yerine illa getirmek gerekmez. Ancak veli olanlar buna rıza gösterirlerse, vasiyet yerine getirilir.
Bir kimsenin kendisi için mezar kazıp hazırlaması, bir görüşe göre mekruhtur; çünkü hiç kimse kendisinin nerede öleceğini bilemez. Fakat kendisi için kefen hazırlamakta sakınca yoktur.
Hazret-i Ebu Bekir Efendimiz (ra), kendisine bir mezar kazıp hazırlayan bir adama şöyle buyurmuştur: "Kendin için kabir hazırlama, kendini kabir için hazırla."
Kabirlerin, koku dağılmasın ve yabani hayvanlar cenazeyi çıkarmasın diye derin olması sünnettir. Peygamberimizin (asm) bu konuda tavsiyeleri vardır.
Fıkıh kitaplarımızda, kabrin derinliğinin en az bel hizasından olacağı, fakat bir adam boyu da olabileceği ifade edilmiştir.
Hanefi mezhebine göre kabirler "yarım adam boyu veya göğüs hizası kadar olmalıdır. Yani erkeklerin mezarı yarım adam boyu kadınların mezarı ise göğüs hizası kadar olması müstehaptır.
Bunun nedeni belki de kadınların mahremiyeti ve daha iyi korunması için en derin kısım, tedbir açısından düşünülmüş olabilir veya cenaze çürüdükten sonra kemiklerinin kadına mı erkeğe mi ait olduğu bilinsin diye böyle yapılmış da olabilir. Bununla birlikte, Şeriat’ta bu derinlik farkının önemli olmadığını, sadece tavsiye edildiğini belirtmek isteriz. Yine de en iyisini Allah bilir.
Kabirlerde faziletli olan lâhiddir. Şöyle ki: Toprağı sert olan bir kabrin içinde kıble tarafı oyulur. Ölü buraya konulur. Önüne de tahta, kamış veya kerpiç benzeri şeyler konur. Bu durumda toprak, ölünün üzerinde değil, bu şeyler üzerine atılmış olur. Bu da ölüye karşı bir saygıdır.
Definde bulunanların kabir üzerine üçer avuç toprak atmaları ilk defasında: "Minha halaknaküm (sizi topraktan yarattık)", ikincisinde: = "Ve minha nuîdüküm (sizi toprağa çevireceğiz)", üçüncüsünde ise: = "Ve minha nuhricüküm tareten uhrâ (diğer bir defa daha sizi topraktan diriltip çıkaracağız)", ayetini okumaları müstahabdır.
Kabir üzerine su serpmekte de bir sakınca yoktur.
Kabrin dibi ıslak ve yumuşak olduğu zaman cenaze tabut ile gömülebilir. Fakat böyle bir hal olmayınca, tabut ile gömmek mekruhtur. Bazı fıkıh âlimleri, kadınların tabut ile gömülmeleri, toprak yumuşak olmasa bile, güzeldir demişlerdir.
Cenazelerin gündüzün gömülmesi müstehabdır. Geceleyin gömülmeleri de mekruh değildir. Ancak zorunlu bir hal olmadıkça geceleyin gömülmemelidir.
Gemide ölen bir kimse, eğer uzaklık veya herhangi bir sebeple karaya çıkarılamayacaksa ve beklemesi ile bozulacağından korkuluyorsa, yıkanır ve kefenlenir. Sonra cenaze namazı kılınarak sağ tarafı üzerine kıbleye karşı denize bırakılır.
Ölünün velisi, yakınları, ölünün gömülmesinden bir gün sonra yedinci güne kadar kolayına gelen şeyi fakirlere sadaka vererek sevabını ölüye bağışlamalıdır. Bu, bir sünnettir. Buna gücü yetmezse, iki rekât namaz kılarak sevabını ölüye bağışlamalıdır.
Rabbim vefat edenlere rahmet eylesin, bizlere de kendi rızasına uygun şekilde yaşamaya mufaffak kılsın, hüsnü şehadet imanı kamille ruhumuzu teslim etmeyi her birerlerimize nasip eylesin. Âmin.
Yorumlar
Yorum Gönder